İşe Alım Bütçeleri Yeniden Hesaplanıyor. Neden mi?
LinkedIn’in geçen sene yayınladığı ve önümüzdeki 5 senede işe alımın geleceğinin anlatıldığı “İşe Alımın Geleceği” raporunda özetlenen birçok konu Covid-19’un hayatlarımızı alt üst etmesiyle birlikte değişime uğradı. Bununla birlikte raporda da güncellemeler oldu. Sanırım bu güncellemelerden en göze çarpanı da firmaların işe alım bütçe planlamalarındaki değişiklik oldu.
Firmaların pandemi sonrası kaynak tahsisi konusunda daha temkinli hale gelmeleri sebebiyle, ankete katılan yetenek profesyonellerinin neredeyse yarısı (%47) işe alma bütçelerinin azalmasını beklediklerini iletmiş. Bu oran pandemi öncesi sadece %2’ydi. Öte yandan hala büyümeye devam eden firmalar da yok değil. Raporda firmaların %9’u işe alım bütçelerini artıracaklarını, %34’ü ise bütçelerinde bir değişiklik yapmayacaklarını iletmiş. Bütçe hesaplamalarında en fazla düşüş ise işe alım için yapılan seyahat ve etkinlik harcamalarında yapılmış görünüyor. Tabii ki bu sonuç hiçbirimiz için sürpriz değil. Pandemi ile birlikte sağlık endişeleri nedeniyle her şey artık online ortamlarda yapılırken bu tarz harcamaların kısılması çok normal.
Dışarıdan işe alım yapmanın azaldığı şu günlerde firmalar artık daha çok çalışan bağlılığı, eğitim ve gelişme konularına odaklanmış durumdalar. Yeteneği elinde tutmanın, mevcut yetenekleri geliştirerek farklı görev ve sorumluluklar vermenin önemi anlaşılmış gibi görünüyor.
Rapordaki bir diğer önemli nokta da işveren markası çalışmalarının bu dönemde hız kazanması. İş ortamlarının evlere ve online ortamlara taşınmasıyla birlikte firmaların da kendi markalarını parlatmak için yaptıkları işveren markası çalışmaları oldukça önem kazandı. Covid-19’un getirdiği değişimlerin firma kültürlerine uygulanması, çalışanların sağlığının ön plana çıkarılması ve iş ortamında daha çok çeşitliliğe yer verilmesi gibi konularda yapılan çalışmalar hem mevcut çalışanların bağlılığı hem de yeni yetenek kazanımı için gözler önüne seriliyor. Doğru işveren markası stratejisi uygulayan firmaların uzun vadede bu çalışmaların karşılığını alacakları kesin.
Son olarak, tabii ki “teknoloji”. Pandeminin ortaya çıkmasıyla birlikte artık teknolojiyle çok daha fazla iç içeyiz. İnsan Kaynkaları alanında da teknolojiyi kullanmak diğer alanlarda olduğu gibi artık şart. Dökümanların bulut ortamlarına taşınması, işe alım aktivitelerinin sanal ortamlarda yapılması, online oryantasyon süreçleri ve bunlar gibi birçok süreç için teknolojiyi sonuna kadar kullanıyoruz ve bunun doğal bir sonucu olarak da teknoloji bütçeleri de artmış durumda.
Her firmanın dinamiği farklı elbette ama yeteneğe olan talep asla bitmeyecek bir döngü ve bu sebeple işe alım faaliyetleri önemini giderek artırmaya devam ediyor.