Dönemin Yeni Modası: Hibrit Çalışma Modeli
Pandemi sürecinde iş hayatında birçok değişim yaşandı. Birçok çalışan uzaktan çalışmayı deneyimlerken aynı zamanda iş – yaşam dengesi beklentilerini de yeniden şekillendirdi. Kimi çalışan ofis ortamında çalışmanın daha verimli bulduğunu söylerken, birçok şirket ise yepyeni bir çalışma modeline geçti. Çalışma ortamı konusunda çalışanlara daha özgür bir seçenek sunan hibrit çalışma modeline geçiş dönemi aynı zamanda şirketleri de çalışan motivasyonunu ve verimliliğini arttıracak yeni çözüm yolları keşfetmeye yöneltti.
Peki nedir bu son dönemde adını sıkça duyduğumuz hibrit çalışma modeli?
Bu çalışma yönetimini kısaca uzaktan veya yarı uzaktan – ofis tabanlı olarak tanımlayabiliriz. Başka bir deyişle, haftanın belli günleri ofisten, diğer günleri ise uzaktan çalışabilme imkanı sağlayan bir çalışma kombinasyonu 😊
Özellikle çalışanlara yer ve zaman esnekliği sağlayan bu çalışma modelinde önde çıkan diğer bir nokta ise iş – yaşam dengesinin ihtiyaçlar doğrultusunda kurulabilme imkanı sağlaması. Bu noktada özellikle de pandemi döneminin etkisi, bu çalışma modeline olan talebi arttırdı. Şu anda dünya genelinde birçok şirket hibrit çalışma modeline geçişe hazırlanıyor.
Çalışma şeklini yeniden şekillendiren hibrit modele geçiş sürecinde elbette ki şirketlerin dikkat etmesi gereken bazı kritik noktalar var.
Doğru iletişim en önemli rolü üstleniyor:
Özellikle uzaktan çalışırken, ekip içerisindeki iletişimi sağlamak daha da önem kazanıyor. Bu noktada ise hem yöneticilerin hem de çalışanların iletişim konusunda ekstra çaba sarf etmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra iletişim ile iş birliğinin kolay ve sürdürülebilir olması için şirketlerin özellikle de teknoloji konusundaki yatırımlarına ağırlık vermesi bekleniyor. Diğer yandan çalışanların yöneticileriyle olan ilişkilerinde en büyük beklentileri anlayış ve kendilerini rahat hissedebilmek. Bu beklentilerinin belirsizliğe girmesi durumunda ise çalışanların kaygı düzeyi artıyor ve bu da çalışma motivasyonlarının düşmesine sebep oluyor.
Kritik nokta karşılıklı güveni koruyabilmek:
Uzaktan çalışma ile başarının sağlanabilmesinin en temelde yolu karşılıklı güvenden geçiyor. Bu durum hibrit çalışma modelinde de öne çıkıyor. Güven duygusunun arttırılması ve devamlılığının sağlanmasında da doğru iletişimin payı büyük. Yöneticilerin bunun için iletişim yöntemlerini yeniden yapılandırmaya gitmesi önemli. Son dönemde yapılan çalışmalar, hibrit model gibi esnek çalışma yöntemlerinin özellikle de motivasyonu ve verimliliği arttırmak, yaratıcılığı ortaya koymak noktasında etkili olduğunu gösteriyor. Bunun devamlılığının sağlanmasında ise, ekiplerin iş süreçlerini yönetme konusunda onlara güven duyulduğunun hissettirilmesi ve desteklenmesi önemli rol oynuyor. Bu noktada dikkat edilmesi gereken konu ise iş yükü dengesinin korunması.
Empati olmazsa olmaz:
İletişimin en temelinde empati duygusunu taşımak gerektiğini unutmamak gerek. Empatiyi kazanmak ve de geliştirmek ise pratiğe bağlı. Özellikle de yöneticilerin ve ekip liderlerinin bu konuda kendilerini geliştirmeye özen göstermesi gerekiyor. Ev ortamında çok sayıda faktör, çalışma motivasyonunu etkiliyor. Çocuğu olan ebeveynler, çalışırken en çok dikkat dağınıklığından şikayetçi. Diğer yandan ailesel veya sağlık problemleri olan çalışanların esnek çalışma modeline olan talebi diğer çalışanlara göre çok daha fazla. Bu yüzden yöneticilerin, bu noktada adil bir yaklaşım sergilemeyi benimsemesi gerekiyor. Bu yaklaşımın benimsenmesi güçlü ilişkilerin kurulmasının yanında, kişisel sorunların daha rahat paylaşılmasına olanak sağlıyor.
Çalışan özerkliği güçlendirilmeli:
Verimli bir çalışma için her çalışanın ihtiyaçları ve beklentileri farklılık gösteriyor. Kimi çalışan aile hayatına da vakit ayırmak istediği için mesaiye erken başlayıp erken bitirmeyi tercih ederken, kimi çalışan ise geç saatlerde daha fazla odaklanabildiğini söylüyor. Bu noktada, hibrit model çalışmanın mekânsal esnekliğin yanı sıra, zamansal olarak da esneklik sağlanmasının hem verimlilik hem de motivasyon açısından fayda sağlayacağı düşünülüyor.